Hey minik kuş, hey minik kuş
Zaman döner, peşinde pervane
Hey minik kuş
Zaman peşinde döner, pervane
Hikaye; zaman (yürürüm, yürürüm)
Birdaha bakma, bana bakma
Yanıma gelipde, beni aldatma
Zaman yavaşça akıp geçiyor üstümüzden
Hepsi böyle yavaştan olup bitiyor
Bana yardımcı olunmuyor.
Perakende verir dünya

Hey koca dünya
Hey utanmaz dünya
Hey benim minik dünyam
Hey üstüme basan dünya
Ho bu dünya
Ho şu dünya
Ho kaçan dünya
Ho
Bu dünya başka dünya
Bu dünya öteki dünya
Sevilenler sevilmeyenler
Koşulamayanlar, başı okşanmayanlar
Bu dünya yalan dünya
Bu dünya benim dünyam
Hey hey hey hey yüksel

Arkadaşlarımız oldu buraya geldiler, çıktılar kaldılar filan
İşte onlardan duyduğumuz kadarıyla
Dediler ki burası çok yeşilmiş çok güzelmiş
Ve herkes buraya göz dikmiş, belediye yol geçircekmiş
Şimdi çaldığımız bu salona ismini veren
Mazhar Osman var ya, onunla ilgili bir hikaye duymuştum  
O da şöyle idi : Neyzen Tevfik varmış buralarda
Ben çok severim Neyzen'i
Neyzen Tevfik gelmiş buralarda, kalmış bir odası varmış kendine ait
Ne zaman sıkış sa gelirmiş, dermiş ki : benim vaktim geldi, ben kalıcam burda
Bir tane de köpeği varmış o gelince ağırlarmış onu bir güzel odasına yatırırmış
Temiz çarşaflar serer ağırlarlarmış
Kalırmış burda istediği kadar sonra gidermiş

Peşinde koşarken, bunca korkunç şeyin
Ne olduğunu bilmeden,
 Zaman hızla akıp geçerken, şöyle bir baktım kendime
Naapıyorum diye baktım, olmuyo böyle
Hayat böyle geçmez birazda şundan isterim dedim
Aldım içtim kokladım
Hayat bana bunlar sayesinde iyi davrandı bir süre
Ama bir süre
O bir süre geçince, olmadı yine
O bir süre geçince, olmadı yine
Hey sen, hepimiz, geçmeyiz bu yoldan yine
Bakınız burda bizden başkası yok ki zaten
Bakınız burda bizden başkası yok ki zaten
Ah bu hayat, yanlış hayat
Ah bu hayat gözümüzden kaçan hayat
Kafamı da gözümü de aldım
Bütün tavsiyelerini hepsini dinledim
Olmaz dedim, yapma böyle, aslında gitmez böyle
Hasta alma, hasta dışlama
Hasta alma , hasta dışlama
Ama baba, yanlış baba
Ama baba, hepsi doğru baba
Yaptım, yine yaparım
Yapcam bidaha
Yaptım, yine yaparım, yapcam bidaha
Bidaha, bidaha, bidaha, bidaha, bidaha  
Aman alma, hasta alma Hastaları dışlama, evet

Sendeleme bir sürü kere denersin,
Bazen zorlanırsın, yinede çok istersin
Ama olmaz işte,
Ahh! o ney? bu dere işte o dere
Ayağım kaydı düştüm içine
Beynim kaldı geride
Bu dere işte o dere, şöyle atladım üzerinden
Ama başaramadım yine.
Bu sefer biraz fazladan zorlıycam.
Üstesinden gelmeyi, başarıcam bidaha bidaha bidaha bidaha
Zaman yetişmiyor, bile bile bile bile konuşmaktan koşturmaktan
Zaman yakışmıyor, bile bile bile bile alnından akan terlere
Yıllar geçiyor bile bile, ne gerisinde , ne de ilerisinde, olmuyor
Olmuyor, olmuyor olmuyor, yine sevindirik oldum yine, bakınız
Benden bu kadar, doktorluk ettim size bunca zaman, kendime yattım
Baktım ben hastayım aslında, bilmem bu dünya, bilmem geçermi, bu dünya aslında
Zaman kendi ertrafında dönsün diye uyandım
Dönmedi bi kere bile, yinede üstesinden kalktım, ama kalkamadım zorlandım
Bakınız bakınız bende sizden biriyim işte, yıllar önce, sanki
Çok zaman önce, yıllar önce, bundan çok zaman önce
Çok severdim Ateşi, ateş de beni severdi, aslında
Ateş ve ben iki iyi arkadaştık, yoktu aslında daha iyi arkadaşım
Hergün ondan biraz bir ufak parça yakardım, gözümün içini almasını beklerdim
Bazen tuvalette ufak bir kolonya parçası
Ateş, benim arkadaşım, cebimde potansiyel 5000 parça ateş
Çocuklarla arkadaşlık etmeye çalışıyordum
Olmadı baktım, sonunda battım
Sıcak yükseldi, yükseldi
Döndüm yine arkadaşıma, arkadaşım dedi gel bana
Yak beni yak beni, yak beni, yaktım onu
Bu sefer kendimle, kendim de yandım bende
Derken birgün bu ateş beni reddetti arkadaşlıktan
Aslında ben onu hala severim, ama işte o kaçtı benden
Hala koşarım peşinden o sarı kırmızı yandan yandan yanan ateşin
Yanıyor hala, yanıyor hala, yanıyor hala

Şu resimdeki, işte şu resimdeki, benim arkadaşım
İsmi ali üç ay önce buraya geldi
Doktorlar dediler ki sen biraz burda kal
Son bir aydır kendini çok iyi hisetti.
Ona dediler ki sen dolaşabilirsin bahçede
Bahçede dolaşmayı çok sevdi, yeşillikler arasında, ağaçların altında, yollarda yürümeyi çok sevdi
Bir gün onu şu taraftaki kırmızı dut ağaçlarının, kırmızı dut ağaçlarının, kırmızı dut ağaçlarının altında gördüm.
Bana dediki çok yüksek, çok yüksek bu dallar erişemiyorum, kırmızı dutları yiyemiyorum
Bende başımı kaldırdım ve baktım dutlar çok güzeldi.
Dedim ki biraz ileride beyaz dut ağaçları var gerçi kırmızı dutlar kadar değil ama yinede onlardan da yiyebilirsin
Biraz yürüdük on metre kadar beyaz dut ağaçlarının altına geldik.
Elini uzattı beyaz bir dut aldı yedi, bana gülümsedi, dedi ki beyaz dutlar çok güzelmiş, beyaz dutlar çok güzelmiş,                             Beyaz dutlar çok güzelmiş

Enstrümental

Saat ilerliyor vakit geçiyor, birazdan bitirmemiz lazım
Birizdan, birozdan, birazdan bitirmek lazım
Herkesin yerine dönmesi lazım
Birazdan yine akşam olacak
Birazdan yine gece gelecek herkes yatacak
Herkes uyuyacak, herkes rüya görecek rüya
Herkes bu gece rüya görecek rüya birazdan duracağız
Siz hepiniz, gideceksiniz herkes yerini bulacak
Burda yatağı olmayan varmı?
Herkesin yatacak bir yatağı varmı?
Herkesin görecek rüyası kaldımı
Herkesin bir rüyası varmı ?
Dışarıda güneş var güneş, perdeleri açın bakın
Dışarıda güneş hava gayet aydınlık
Perdeleri açın açın, perdeleri açın, perdeleri açın bakın
Dışarıda güneş var güneş, dışarıda güneş var güneş
Dışarıda güneş var güneş, perdeleri açın bakın