Bülent Ortaçgil: Olması gereken dünyanın şarkılarıydı (Röportaj: Güliz Arslan)
30.04.2017

En iyi 10 albümün hikayesi: Bizi biz yapan şarkıları, sahipleri anlatıyor...Geçen hafta Hürriyet Pazar’da yayımlanan ‘Türkiye’nin en iyi 100 albümü’ başlıklı dosya çok ses getirdi. Bu hafta; müzisyenlerden yorumculara, eleştirmenlerden prodüktörlere 100 kişilik jürinin seçkisinde ilk 10’a giren albümlerin hikâyelerini dinledik. Mazhar Alanson, Bülent Ortaçgil, Sezen Aksu, Levent Yüksel, Harun Tekin, Şebnem Ferah ve Nur Yoldaş o efsanevi albümleri anlattı. Tarkan’ın albümünü, yapımcısı Ozan Çolakoğlu’yla, Fikret Kızılok’un albümünü eşi Şeyda Kızılok ve oğlu Yağmur Kızılok’la konuştuk. Kimi prodüktöre zorla kabul ettirilmiş, kimi yıllarca dinleyiciyle buluşmayı beklemiş... Her biri; daha önce yapılmamışı yapma hedefiyle, maddi beklentilerden uzak bir ruh haliyle üretilmiş ve kendi dönemi içinde çığır açmış... İşte o 10 albümün hikâyesi... Güliz ARSLAN guliz.arslan@hurriyet.com.tr

2 BENİMLE OYNAR MISIN (Bülent Ortaçgil-1974)

En iyi 10 albümün hikayesi: Bizi biz yapan şarkıları, sahipleri anlatıyor...
Bülent Ortaçgil’in 2012’de Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda verdiği senfonik konserin kaydı geçen hafta yayımlandı.
(Fotoğraf: Muhsin Akgün)
 
Bülent Ortaçgil: Olması gereken dünyanın şarkılarıydı
 
Ne hissettirdi albümünüzün jürinin ilk tercihlerinden biri olması?
- Albümümün uzun vadede de insanlara bir şey ifade ettiğini biliyordum. İnsanların takdir ediyor olması kıvanç veriyor tabii ki. Ama “Ben neymişim be abi” durumu yok. Çünkü bu tarz listelerin çok sübjektif olduğu gerçeğini unutmamak gerek. O yüzden mutlak bir yarışmanın galibi gibi hissetmiyorum.
 
‘Benimle Oynar Mısın’ albümünü yapmaya nasıl karar vermiştiniz?
- O albümün somut hale dönüşmesinin bütün kredisi Ali Kocatepe’nindir. Ben o şarkıları kardeşimle (Ercüment Ortaçgil) ve gençlik arkadaşlarımla beraber yazdım. Evde, arkadaş ortamlarında ve İzmir Radyosu’nda çaldım. Ali radyoda dinleyip beğenmiş. Sonra o büyüdü, prodüktör oldu, bana “Ne yapıyorsun” dedi, ben de hâlâ çalıyordum; kendime, arkadaşlarıma... Müzikten bir beklentim yoktu açıkçası. Çünkü şarkılarımın piyasa şarkıları olmadığını biliyordum.
 
Şarkıların hikâyelerini hatırlıyor musunuz?
Pek hatırlamıyorum. Ama şunu söyleyebilirim; albümün tamamı 1969-1973 arasında, Bebek’te yazdığım şarkılardan oluşur. ‘Benimle Oynar Mısın’ı, Ali, “Seninle albüm yapmak istiyorum” dedikten sonra yaşadığım coşkuyla yazdım. Albümün en son yazılan şarkısıdır. Derleyici, toparlayıcı, o albümü bir konsept haline dönüştüren şarkıdır.
 
Başka kimlerin emeği var bu albümde?
- Enteresandır; albümde emeği olanların çoğu bugün hayatta değil. Bu albüme en büyük katkıyı sağlayanlardan biri olan Ergun Pekakçan, Nükhet Ruacan, Sıtkı Acim, Taner Çelensü, Cezmi Başeğmez, Onno Tunç...
 
Onno Tunç nasıl dahil olmuştu ekibe?
- Ali Kocatepe, Onno’ya dört aranjman yazdırdı bu albüm için. Parası o kadarına yetmişti. Orijinalliğimizin farkındaydı Ali. Çok minimal bir yaklaşımımız vardı; bir piyano ve bir gitar... İşin özüne önem veren, fazla teknolojiyle, şekille, mükemmellikle ilgisi olmayan bir forma sahip olduğumuzu biliyordu. 
O yüzden bütün şarkıları Onno’ya aranje ettirmezdi herhalde, ben de razı olmazdım zaten buna. Ama biraz daha fazla parası olsaydı, dörtten daha fazla şarkı düzenletirdi.
 
Bu albüm neden bu kadar çok sevildi?
Biz bu albümü, -şarkılarından tut da, kapağına kadar- özenle, keyifle, amatör bir aşkla yaptık. Hepimizin müzik cahili olduğu ama müthiş bir müzik aşkı taşıdığımız zamanlardı. O şarkılar da; olan dünyanın değil, olması gereken dünyanın şarkılarıydı. Çok temiz şarkılardır onlar. O temizlik insanı çarpıyor. Zamanın modası, yarışması, ticareti bulaşmamıştır onlara. Ve bir amaç ya da beklentiyle yapılmamışlardır. Öyle olduğu için zaten hep taze kaldılar. Hâlâ o şarkıları istiyorlar konserlerde. Yeniden plak olarak basılıyor o albüm. Aradan yıllar geçti, insanlar değişti, politikalar değişti, Türkiye’nin yönü değişti. Ama o şarkılar değişmedi, hâlâ insanlara bir şeyler ifade ediyor. İnsanla ilgili, dünyayla ilgili birtakım tespitlerde bulunduğun, arzularını dile getirdiğin şarkılar kalıcı oluyor. Çünkü o tespit ve arzular günün modasına göre, pıt diye değişen şeyler değil.
 
Bu albümden para kazandınız mı?
Hayır. Yani kazandım ama ona para denirse... O albüm bin adet basıldı. Sanıyorum Ali bir bin daha bastı sonra. Tam o dönemler, Türkiye’de kaset doldurma dönemiydi. Şu anda korsan dediğimiz işler o günlerde başlamıştı. ‘Benimle Oynar Mısın’, gençlerin “Yeraltında ne var” dedikleri zaman karşılarına çıkarılan albüm oldu. Bana para kazandırmadı ama saygı kazandırdı. Bu kadar uzun zaman bu şarkıları çalabilmemi, 30’lu yaşlarımdan sonra profesyonel müzisyen olarak yaşayabilmemi bu şarkılara borçluyum.
 

SON EKLENEN 5 HABER