(Replikas) Şapgir’in müzik yazarları 2013’ün albümlerini yazdı.
04.01.2014

şapgir’in müzik yazarları 2013’ün albümlerini yazdı

şapgir’in müzik yazarları Nayat Karaköse ve Sertan Şentürk, 2013’te en çok dinledikleri ve en sevdikleri albümleri yazdılar.
 
NAYAT KARAKÖSE
nayatk@gmail.com
SERTAN ŞENTÜRK
sertansenturk@gmail.com
 
Müzik gerçekten pek şaşılası bir keyif. Öyle ki, onun bir saniyesini anlatmaya ne kelimeler yetiyor ne de dünyanın tüm zamanı. Müziğin diyarlarının tamamını keşfetmekse, haliyle, imkânsızın ümit edilmesinden başka bir şey değil. 2013’te de bu deryanın içinden çıkamayan bizler naçizane zevkimizle dinleyebildiğimiz ve beğendiğimiz birkaç albümü paylaşmak istedik: Birilerinin bizim müziğin içinde duyamadığımız ve anlamadığımız müziği dinlemesi, anlatması ve keşfetmesi için.
Birsen Tezer ‘İkinci Cihan’: Birsen Tezer geç tanışılan ama çabuk kaynaşılanlardan. Müziği de en parlak değil ama belki de bu sebeple en vurucusu. Parçaları bize masa başında geçen sıkıntılı saatlerde, acı ve keyifle tokuşturulan kadehlerde, konserlerinde kulağımıza eşlik ediyor; bazen de beklenmeyen bir anda, unutulamayanlar hatırlandığında çıkageliyor. Onun nağmeli anlatımı aslında hayatın süregelmesi ve bu sebeple de durmayan hayatımızın bir parçası. İkinci Cihan ise bitmeyen dertlerden, korkulan aşklardan, tüm “bu” koşturmalardan sıyrılma ve geride kalanlardan kusura bakmamasını dileyebilme arzusu: ve İkinci Cihan çalarken hayat bazen durabiliyor.
 
Replikas ‘EP No. 1’: Replikas 2012’nin sonunda Anadolu rocka ithafen Biz Burada Yok İken isimli cover albümünü çıkarmıştı. Bu albümden 3 ay gibi çok kısa bir süre sonra çok farklı bir anlatıma sahip EP No. 1’i kaydettiler. Üstelik bu enstrümantal albümün 32 dakika gibi nispeten kısa süresinin içine 7 memleket, dinledikçe eskimeyen hikayeler ve müzikalitelerinin derinliğini sığdırarak... Replikas EP No. 1 ile sadece yılın en çarpıcı albümlerinden birine imza atmadı; aynı zamanda özgün müziğin tekerrür etmeden nasıl sunulabildiğini bir daha gösterdi. Acaba EP No. 1’i tekrar tekrar dinlemek mi, yoksa grubun bir sonraki çalışmasını beklemek mi daha heyecanlı? Bilemiyoruz…
 
Cenk Taner ‘Yoldan Çıkmış Şarkılar’: Yoldan Çıkmış Şarkılar aslında tamamen 2013 yılına ait değil. Birçoğu Cenk “Kaptan” Taner’in daha önceden sözlerini ve müziğini yazdığı ve çeşitli zamanlarda icra ettiği parçalar. Yoldan Çıkmış Şarkılar, bu haliyle biraz  zamansız bir albüm. Öte yandan düşemeyen uçsuz bucaksız azınlığın içindeki yolu Kadıköy’e düşemeyenler için 2013’ün başucu albümlerinden. Fakat asıl önemlisi, Marmara’nın ve Ankara’nın özgür olacağı zaman.
 
Aynur Doğan ‘Hevra’: Geçen hafta piyasaya çıkan Hevra 2013’e ucundan dahil olmuş bulundu. Aynur Doğan’ın eşsiz sesindeki Kürt uzun havalarından Javier Limón’un flamenko esintilerine, temburdan palmasa albümdeki ne özeni, ne derinliği, ne de politik ağırlığı buraya sığdırabiliriz. Her ne kadar yankılarını şu anda duymaya başlasak da bu haliyle Hevra’yı es geçmek büyük bir ayıp olurdu. Hevra’yı tekrar anmaksa boynumuzun bir borcu olsun…
 
Arctic Monkeys ‘AM’: Bizce yılın en iyisilerinden, en nadidelerinden, deneysel olanın hayal kırıklığına uğratmadığı yegane albümlerden. Arctic Monkeys’in 40 fırın ekmek yediğini ispatladığı albüm kesinlikle ‘AM’. Çıtayı bir hayli yükselttiler ve bundan sonra işleri biraz zor. Çıktığından bu yana 2-3 günde bir dinleneni, bıktırmayan ve her dinleyişte yeni keşiflere olanak veren albüm. Albümün pırıl pırıl ışıldayan, her playliste lazım şarkıları: No .1 Party Anthem, Arabella, I Wanne Be Yours, Do I Wanna Know ve R U Mine?
 
Daft Punk ‘Random Access Memories’: Random Access Memories, Daft Punk’ın klasikleşmiş “vocoder” vokallerinden Giorgio Moroder’in anılarına, orkestrasyonlardan Nile Rogers’ın “groovy” gitarlarına birçok katmana yayılmış bir albüm. Bu haliyle hem 70 ve 80’lerin Los Angeles müziğine bir saygı duruşu hem de özgürlüğün tarzla değil hissiyat ve emekle geldiğinin bir göstergesi. Öte yandan Random Access Memories’in seveni ile sevmeyeninin yarıştığını ve bu haliyle Kanye West’in Yeezus’u ile birlikte muhtemelen yılın en çok konuşulan iki albümünden biri olduğunu not düşmeliyiz. Zevkleri tartışmak ise bize düşmesin...
 
David Bowie ‘The Next Day’: Yılın en güzel hediyelerinden, Ocak’da müjdelenen albüm, Martt’ta dinleyiciyle kavuştu. Bowie’nin  her şey tecrübeyle sabit dediği,  hayal kırıklığına uğratmadığı, aksine iyi müzisyen her zaman iyi müzisyendir dedirttiği albüm. İçinden Berlin geçen albüm.  Biraz da sorgulamalar ya da muhasebe albümü olmuş The Next Day. Aynen ün kavramının sorgulanması gibi. Dinlemeden geçmeyin: The Next Day, The Stars Are Out Tonight, Valentine’s Day, Where are We Now? ve If You Can See Me.
 
Yeah Yeah Yeahs ‘Mosquito’: Yeah Yeah Yeahs 2003’de hayatımıza girdi. ‘Fever To Tell’ bir debut albüm için çok iyiydi ve albüm sayesinde yepyeni ve farklı bir ruhu olan, aynılıktan bıkanlar için mis gibi bir seçenek sunan Yeah Yeah Yeahs ile tanıştık. O günden bugüne Yeah Yeah Yeahs hiç hayalkırıklığına uğratmadı. Hep üzerine daha iyisini koydu. Son albümleri Mosquito dinleyiciyle 2013’de buluştu. Mosquito dinlemeye doyamayacağınız, acil durumlarda sarılacağınız o albümlerden. Albüm hem enerjik hem de biraz melankolik, bazen depresif bazen isyankar, bir histen diğerine yolculuk ediyorsunuz. Sevmeyeceğiniz şarkı yok gibi, albümün en nadidesi ise Despair; insanın hayat soundtrack’inin listesine girer. Albümün mis gibi parçaları: Sacrilege, Despair, Mosquito, These Paths, Buried Alive ve Area 52.
 
London Grammar  ‘If You Wait’:  Nottingham Üniversitesi’nde Hannah Reid ve Dan Rotham tarafından temelleri atılan London Grammar Dot Major’un da aralarına katılmasıyla resmen kuruldu.  2013’de mütavazı bir çıkış yaparak girdi London Grammar hayatımıza, sakince, adım adım ve giderek adımlarını büyütürken dinleyici kitlesi de genişledi. London Grammar yeni bir grup, If You Wait’i 2013’ün yeni grupları arasında çıkan en iyi albümlerden biri  olarak nitelendirebiliriz.  Melankolik bir albüm London Grammar ama alışkanlık yapıyor. Albümde büyük sürprizler yok, Hannah Reid’in vokaliyle güçleniyor tüm şarkılar.  Kasvet bulutunu belki de Hannah Reid’in sesi dağıtıyor, çünkü o ses aslında bir yandan da kasveti sevdiriyor. Albümün özenle saklanacak şarkıları Strong, Wasting My Young Years, NightCall, If You Wait ve Hey Now. 
 
Paul McCartney ‘NEW’: Bir efsaneyi dinleyicileriyle yine yeniden buluşturan albüm New. Paul McCartney bu albümle adeta ’71’ imde olabilirim ama  ruhum sizden genç ve yeniden yana’  diyor. Sir McCartney’in ‘New’ albümü adeta bir ustalık eseri,  dinleyiciye Paul McCartney’e ancak şapka çıkarmak düşüyor . Enerjisine hayran kalıyorsunuz ve McCartney hep müzik yapsın istiyorsunuz. Queenie Eye ise belki de son yılların en şahane parçalarından, Paul McCartney diyince akla ilk gelecek şarkılardan. Ona ne kadar şükretsek az. Albümün harikalarından bazıları: Save Us, Alligator, Early Days, Appreciate ve New.
 
Atoms for Peace ‘Amok’: Atoms for Peace Radiohead’in vokalisti Thom York ile yapımcısı Nigel Godrich, Red Hot Chili Peppers’ın basisti Flea ile perküsyonist Joey Waronker ve Mauro Refosco’dan oluşan bir yıldızlar kadrosu. Albümleri Amok ise aslında 2012’de, single olarak yayımlanan Default ile geçtiğimiz yılın en büyük müzikal sataşmalarından birisi olarak başladı. Amok’un ses paleti, dinamizmi ve elektroniklerin yaratıcılığı ile beklentileri fazlasıyla yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Amok’un dünyasını keşfetmek bir uğraş ama sonuçları fevkalade doyurucu.
 
Autechre ‘Exai’: Autechre, seslere gösterdikleri titizlikte Stockhausen’i bile kıskandırmış (http://www.stockhausen.org/ksadvice.html) bir elektronik dans müziği geleneğinden geliyor. 2013, 3 sene önceki Oversteps’in ardından grubun nasıl bir müzikal nakış işleyeceğini merak edenler için Exai ve L-Event isimli iki albümle oldukça dolu geçti. Autechre, ayrıca Exai’den hemen önce gelenekselleşmiş webcastlerinden ikişer tane yayınladı ve 10’ar saat süren bu DJ performanslarında avangart gelenekten hip-hop’a kadar onyılların ses paletinden eşsiz bir ziyafet sundular. Teknik olarak “albüm” sayılmasalar da bu iki webcast’ı es geçseydik, müziğin Tanrıları bizi affetmez ve dans etmemizi yasaklardı.
 

SON EKLENEN 5 HABER