Bosphorus, temelde, Osmanlı müziğinde uzmanlaşmış kıdemli virtüoz müzisyenlerden oluşmaktadır. Modern İstanbul’da, Osmanlı Konstantiniye’sinde, Bizans Konstantinopol’ünde kendini evinde sayar.
Bizans müziği alanında uzmanlaşmış bulunan Nikiforos Metaxas tarafından 1986 yılında kurulan grup, Yunan ve Türk müziklerinin ortak köklerini Yunanistan kültür ortamında tartışmaya açan ve “klasik Türk müziği”, “Türk sanat müziği” de denen ilm-i musiki geleneğine Yunanistan’dan ilk ciddi katkıyı sağlayan müzikal oluşumdur.
Bu müzikal gelenek, çok eski zamanlardan beri Doğu Akdeniz’den İran ve ötesine doğru uzanan coğrafyada felsefî ve evrenbilimsel mânâda bütün müzikal gelenek ve kuramları bir araya getiren tarihsel katmanları günümüze taşımaktadır. Bosphorus’un müziği, Doğu müzik geleneğinin ve makamların ana gövdesini kendi törensel müziğine ve sema dansına dönüştürmüş olan Mevleviyenin, Mevlevi derviş kardeşliğinin müzikal geleneğinden, derviş müziğinden derinden etkilenmiştir.
Bosphorus, İslâm dünyasının unsurlarından olan iki kardeşlik halinin ve cemaatin, Mevlevilik ve Bektaşiliğin müzik âlemlerini keşfetme ve araştırma amacındadır.
Grubun ilk kadrosu, adeta en kaliteli urgan ve yelkenlerle donatılmış bir gemi gibi, Türkiye’de Osmanlı müziği alanında uzmanlaşmış bulunan seçkin müzisyenlerden oluşmaktaydı.
Grup, Nikiforos Metaxas ve Rumlar arasında “politiki lyra” yahut “Konstantinopol liri” olarak anılan klasik kemençenin büyük bir virtüozu ve icracısı olan İhsan Özgen arasında tesis edilen yakın ilişkiden filizlenmiştir. Bosphorus, bu Doğulu müzik geleneğini biçimsel olarak sıkışmış göründüğü müzelik halinden çıkaran ilk grup olarak anılacaktır. Grup, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı uyruklarından bestecileri adeta bir arkeolojik kazıyla ortaya çıkararak ve eski zamanlardan kalma besteleri keşfederek repertuarını zenginleştirmiş, asırlara yayılan bu geleneğe taze bir soluk üflemiştir.
Bosphorus’u Osmanlı müziği alanında çalışan diğer gruplardan ayıran şey, sabit elemanları ve katkıda bulunan diğer müzisyenler Türkiyeli olsa da, Yunanistan doğumlu kurucusu, sanatsal ve müzikal yönetmeni üzerinden Yunan kültürüyle kurduğu bağdır. Esasen grubun kimliği, her zaman için evrensellik boyutunu artıran bir karışım halinde süregelmiştir.
Grubu daha yaratıcı kılabilmek ve toplumsal kabulünü artırmak niyetiyle, efsaneleşmiş büyük müzisyenler ekibin çekirdek kadrosuna dahil edilmiştir. Bosphorus, ağırlıklı olarak genç kuşaklardan oluşan geniş bir dinleyici kitlesine hitap edebilmek amacıyla, artık alâmet-i farikası haline gelen dinamik ve dolayımsız bir üslûp geliştirmiştir. Grup, kuruluşundan bu yana, kültürel faaliyetlerini söz konusu geleneğin hazinelerini Yunanistan’da tanıtmak ve temsil etmek üzere şekillendirmiş, 1986’dan günümüze, başta Atina olmak üzere Yunanistan’ın dört bir yanında büyük salonlarda çalma imkânı bulmuştur.